Ergenlik dönemi ve bu dönemdeki problemler
Ergenlik dönemi çocukluk ile yetişkinlik arasında kalmış bir süreçtir. Birey ne çocuktur ne yetişkindir. Aslında büyüyüp olgunlaşmaya başladığı dönem diyebiliriz. Bu sürecin uzunluğu kişilere göre değişiklik gösterebilir. 11-18 yaş aralığında olup bazen uzayıp bazen kısabilir.
Bu dönemde fiziksel duygusal sosyal çevre olarak uyum sağlamaya çalıştıkları belirli başlı konular vardır.
Fiziksel değişimler ergenlik döneminde gözle görülen ilk değişimlerden biridir. Kız ve erkek bireylerde fiziksel değişimlerin benzerlik ve farklılık gösterdiği alanlar vardır. Erkek ergen bireylerde, seste çatallaşma, vücutta kıllanma, cildin yağlanması, sivilce oluşumu cinsel organlarda büyüme olarak görünür. Kızlarda ise seste değişim, vücutta kıllanma, göğüslerin büyümesi, kalçaların genişlemesi, adet döngüsünün başlaması gibi değişimler vardır.
Bu fiziksel değişimleri genç bireyleri oldukça etkileyebilir bu yüzden kendileriyle meşgul olma süreleri artar. Ayna karşısında çok zaman geçirme, çıkan sivilcelere kafayı çok takma gibi konular vardır. Sürekli herkesin onları yakından incelediğini düşündükleri için vücutlarındaki değişim onlar için ekstra hassas hale gelebilir. Bazen de vücutlarındaki değişim onlar için çok güzel bir durumdur. Erkeklerin vücutlarında çıkan kıllar, kaslanma, kızlarda büyüyen göğüsler kendilerini çok fazla beğenmelerini sağlar.
Bu süreç içerinde değişen sadece fizikleri değildir. Ruhsal ve duygusal olarak da değişirler. Duysal inişler ve çıkışlar çok ani ve hızlı olabilir. Bir gün içerisinde olaya ya da kişiye verdikleri tepkiler çok sert bir değişiklik gösterebilir. Duyguları uçlarda yaşarlar. Agresif tavırlar, kendini gösterme çabaları ve benliklerini kanıtlama istekleri artar. Aile ve öğretmenlerle yani onlardan yaşça büyük ve ona ne yapması gerektiğini söyleyen insanlarla sürekli çatışma yaşarlar.
Bu çatışmaların başlıca sebeplerinden biri ergen bireylerde sorumluluk almak istememesidir. Ailenin kendisini anlamadığını yargılandığını hisseder. Bu yüzden aile ile arasında tartışmalar artar. Bunun üzerine koyulan kuralları uygulamazlar ve aile kuralları çiğnendiği için daha sert kural koymaya başlar. Bu durum da iki taraf arasında inatlaşmaya dönebilir. Bu zıtlaşma ergen bireyleri sosyal çevrelerine daha fazla iter. Çünkü akranları da aynı sorunu yaşıyordur ve onlarla bir kader birliği yapar. Fakat bu durum her zaman sosyal çevreyle çok iyi olduğu anlamına gelmez.
Sosyal olarak da yaşadıkları problemler de vardır. Bir arkadaş ortamında kendini var etme ve fikirlerinin onaylanma ihtiyacı fazla olur. Her ortamda en iyi fikrin ondan çıktığını düşünür ve hep haklı olma derdindedir. Bu haklılık durumları bazen kendini sorgulamaya evirilebilir. Ve ergen birey her şeyi sorgulamaya başlar. Hayatı kendini yaşadığı dünyayı sorgularlar bundan sonraki hayatının nasıl geçeceğini sık sık düşünürler.
Sevgili aileler unutmayın ki bu süreç sizden daha çok çocuklarınız için daha zor. O yüzden bu dönemin geçici bir süreç olduğunu düşünüp biraz daha sabırlı davranmanız daha yararlı olacaktır.
AYŞENUR KÜÇÜKAKGÜL